Biyografi
Emel Göksu, 25 Şubat 1945 tarihinde Malatya'nın sıcak sokaklarında hayata merhaba dedi. Eğitim yolculuğu, doğduğu şehir Malatya ile başladı ve ardından Ankara'nın modern atmosferine taşındı. 1962 yılında sahneye ilk adımını atan Göksu, amatör bir tiyatrocu olarak sahnelerin tozunu yutmaya başladı.
Tiyatro dünyasına olan tutkusunu pekiştirmek adına Kartal Tibet'in kurduğu 'Meydan Sahnesi'nde eğitim almayı seçti. Bu önemli eğitim sürecinde, kendisine yön veren ilk teklif de Kartal Tibet'ten geldi. Eğitimini tamamlayarak, Ankara Devlet Konservatuvarı'nda Türkiye'nin önde gelen sanatçılarından dersler aldı.
1968-1969 yıllarında, Denge Çocuk Tiyatrosu’nu kurarak, köylerdeki çocukları tiyatro ile buluşturma hayalini gerçekleştirdi. 1970 yılında, İngiltere'nin Londra şehrinde bulunan 'L.A.M.D.A' tiyatro okulunda eğitim alarak pandomim alanında kendini geliştirdi. 1974 yılında Türkiye'ye döndüğünde, İzmir Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü'nde kariyerine adım attı ve 1980 yılından itibaren Ankara Devlet Tiyatrosu'nda sahne almaya devam etti.
1974 yılında tanınmış tiyatrocu Sönmez Atasoy ile evlendi ve bu birliktelikten Fadik Sevin Atasoy adını verdiği bir kızı oldu. Evlilikleri sona erdikten sonra Alperen Keleş ile yeni bir hayata adım atan Emel, bu evlilikten de İbrahim Eren Keleş adında bir oğul dünyaya getirdi. Sinema ve televizyon dünyasında da kendine yer bulan Göksu, özellikle 'Bizim Evin Halleri' dizisinde canlandırdığı 'Fincan' karakteri ile geniş kitlelerce tanındı.
2000'li yıllarda televizyon dizilerinde sevimli anne ve anneanne karakterleriyle izleyici karşısına çıktı. 2007 yılında 'Annem, Ayrılık' dizisi ve 'Mutluluk' sinema filminde önemli roller üstlendi. 'Bitmeyen Şarkı', 'Hayatımın Rolü', 'Adını Kalbime Yazdım', 'Kuzu', 'Kocamın Ailesi', 'Babam ve Ailesi' gibi birçok yapımda yer aldı.
2023 yılında, ünlü yapımcı Kerem Çatay’ın elinden çıkan Sopranos dizisinden uyarlanan 'Aile' adlı projede önemli isimlerle birlikte kamera karşısına geçerek kariyerine yeni bir soluk getirdi. Emel Göksu'nun sanata olan tutkusu ve azmi, onu Türk tiyatrosunun unutulmaz isimlerinden biri haline getirmiştir.