Biyografi
Yılmaz Erdoğan, 4 Kasım 1967 tarihinde Hakkari'de dünyaya gözlerini açtı. Çocukluk yılları, Ankara'nın Aydınlıkevler semtinde geçti ve burada iki kardeşiyle birlikte büyüyerek eğitim hayatına ilk adımlarını attı. İlkokul ve ortaokulun ardından, liseyi Ankara Aydınlıkevler Lisesi'nde tamamladı.
1987 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nin İnşaat Fakültesi’ne girmeyi başardı, ancak bu akademik yolculuğu, Ferhan Şensoy'un 'Nöbetçi Tiyatro' grubuna katılmasıyla tamamlanmadı. Bu süreçte hem oyunculuk hem de yazarlık deneyimi edinerek sahne sanatlarına olan tutkusunu derinleştirdi. 1988 yılında, kendi yazıp sahneye koyduğu 'Kanuni Sultan Süleyman ve Rambo' adlı oyun ile 'Güldüşünürü Tiyatrosu'nu kurarak, sanat yolculuğuna yeni bir soluk getirdi. Yılmaz Erdoğan, tiyatro alanındaki kariyerinde Levent Kırca Tiyatrosu’nda 'Gereği Düşünüldü' adlı eseri kaleme aldı ve aynı zamanda 'Olacak O Kadar' isimli popüler televizyon dizisinin senaristliğini üstlendi.
1994 yılında Beşiktaş Kültür Merkezi'ni kurarak, pek çok başarılı oyuna hayat verdi. Sinema dünyasına adımını 2000 yılında 'Vizontele' filmi ile atan Erdoğan, bu filmle Türkiye’de en çok izlenen film unvanını elde etti. Ardından gelen devam filmi 'Vizontele Tuuba' da büyük ilgi gördü.
2005 yılında 'Organize İşler' filminde hem senarist hem de yönetmen olarak görev yaparak, sinemada da kalıcılığını sağladı. Yılmaz Erdoğan, yalnızca tiyatro ve sinemada değil, müzik alanında da kendini gösterdi. 'Kayıp Kentin Yakışıklısı' adlı bir şiir kaseti çıkararak, edebiyatla olan bağını müziğe de taşıdı. Özel hayatında ise, 1993 yılında Sanem Oktar ile evlenip 1998'de boşandı ve bu evlilikten bir kızı oldu.
2006 yılında Belçim Bilgin ile hayatını birleştiren sanatçı, 2009 yılında bir oğlu dünyaya geldi. Ancak 2016 yılında boşanma süreciyle karşılaştı. 2013 yılında 'Kelebeğin Rüyası' filminde başrol oynayarak büyük beğeni topladı ve bu süreçte 63 kişilik Akil İnsanlar listesine girmeyi başardı. Yılmaz Erdoğan, tiyatro, sinema ve edebiyat alanında birçok ödül kazanmış, Türk sanat dünyasının önemli isimlerinden biri haline gelmiştir.
Bütün bu başarıları, onu sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda Türk kültürüne katkıda bulunan bir değerli birey haline getirmiştir.