🗓️

7 Kasım Doğum Günleri

Bugün Doğanlar: 7 Kasım

Burç: Akrep

Tutkulu, Kararlı, Sezgisel

Bu Tarihte Doğan Ünlüler

Leon Troçki

Politikacı

7 Kasım 1879

Doğum Tarihi: 07.Kasım.1879 Ölüm tarihi: 21.Ağustos.1940 Leon Troçki kaç yaşında öldü : 61 Doğum Yeri: Yanovka, Ukrayna Ölüm Yeri: Coyoacan, Meksika 1917 Rus Devrimi, Sovyetler Birliği'nin kurulması ve alt yapısının oluşturulmasında etkili olan isimlerden biridir. Marksist teorisyenlerden olan Lev Troçki, 1917 Rus Devrimi, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği 'nin kurulması ve alt yapısının oluşturulmasında etkili olan isimlerden biridir. Dışişlerinde sorumlu Halk Komiseriliği ve Bolşevik Parti'nin Politbüro üyeliğini yapmış; Kızıl Ordu 'nın kurulmasında etkin rol oynamıştır. Vladimir Ilyich Lenin 'nin ölümünden sonra Josef Stalin 'e karşı " Sol Muhalefet "i geliştirmiş ve bu yüzden SSCB 'den sürülmüştür. 11 sene süren sürgün hayatında birçok ülkede bulunmuş ve " Troçkizm "i yaymak ve dünyada sosyalist bir düzen sağlamak amacıyla çalışmalar sürdürmüştür. Şu an halen dünyada Troçkizm'den etkilenmiş gruplar bulunmakla birlikte özellikle Stalinizm ve Maolizm 'e karşı muhalefeti oluşturmaktadır. Troçki, 9 yaşına geldiğinde daha iyi eğitim alması amacıyla Odessa 'da yaşayan teyzesinin yanına gönderildi. Burada bir Alman Okulu'na yazıldı. Bu okulda aldığı eğitim onun kültür ve eğitim hayatının gelişmesine ve erken yaşta entellektüel seviyesinin gelişmesine sebep oldu. Daha sonra hayatında büyük önemi olacak bir gelişme sağladı. "Hayatım" adlı otobiyografik eserinde bu okulda aldığı dil eğitiminin kendine çok yarar sağladığını belirtmişti. Troçki Ukraynaca, Rusça, İbranice, Almanca, İngilizce, Fransızca ve İspanyolca öğrenmişti. Daha sonra eğitimine devam etmek için 1896 yılında şimdiki adı Mykolaiv olan Nikolayev'e giden Troçki, burada matematik ve hukuk eğitimi aldı. 1897 devrim yandaşları ile tanışması bu sayede oldu. 1898 yılında Rusya Sosyal Demokratik İşçi Partisi 'nin kolu olan Güney Rusya Çalışanlar Birliği 'ne girdi. Girdiği devrimci gruplarda, Marksizm görüşünü tanıdı. Grubun fikirlerini yaymak için birçok çalışmalar düzenledi. Bu faaliyetlerinde dolayı 1898 yılında Çarlık tarafından tutuklandı. İki sene süren hapis hayatından sonra, Sibirya'ya sürgüne gönderildi. " Troçki " takma adını bu dönem kullanmaya başladı. Sürgünde iken Marksist bir felsefe öğrencisi olan Aleksandra Sokolovskaya ile tanıştı ve evlendi. 1902 yılında Rusya'dan kaçarak önce Viyana 'ya ardından Londra 'ya gitti ve orada Vladimir Ilyich Lenin ile tanıştı. Georgy Plekhanov , Julius Martov ve Lenin'nin görev aldığı " Iskra " adlı gazeteye girdi ve " Pero " takma adıyla yazılarını yazmaya başladı. Ertesi yıl 1903 'de Londra'da düzenlenen Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin kongrasine katıldı. 1903 yılında düzenlenen Rusya Demoktar İşçi Partisi'nin ikinci kongresinde, parti, Bolşevikler ve Menşevikler olmak üzere iki farklı gruba ayrılmıştı. Vladimir Ilyich Lenin 'nin lideri konumuna geldiği Bolşevik grubuna karşı, troçki Menşevik tarafında yer aldı. Ancak kısa bir süre sonra Plehanov 'un önderliğindeki Menşevikler ile de fikir ayrılıkları doğmasından dolayı bu gruptan da ayrıldı. 1905 yılında " Kanlı Pazar " olarak nitelendirilen olayın hemen ardından, Troçki tekrar Rusya'ya döndü ve Rus devrimi için çalışmalar içine girdi. Bu dönem hem menşevikler ile hem de Bolşevikler ile birlikte çalıştı. Eylül ayında Çarlığa karşı yürüttüğü devrim hareketi başarılı olamayınca tekrar Sibirya'ya sürüldü fakat bu seferde Finlandiya 'ya kaçmayı başardı. " 1905 " adlı kitabında bu firar öyküsünden bahsediyordu. 1907 yılında Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin 5. Kongresine katıldı. Ardından aynı yılın Ekim ayında Viyana 'ya giderek Avusturya Sosyal Demokrat Parti'nin çalışmalarına katıldı. Alman Sosyal Demokrat Parti için 7 sene süreyle çalıştı. 1908 yılında, Rusya'ya ihtilaf olarak, proleterlerin haklarını öne çıkaran, Joffe Matvey ve Viktor Kopp 'un editörlüğünde haftada bir Rusça olarak yayınlanan " Pravda " (Gerçek) adlı gazeteyi çıkardı. 1905 ile 1907 yılları arasında süregelen Bolşevik-Menşevik tartışmaları 1910 yılında Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin Paris 'teki kongresinde Lenin'nin fikirleri doğrultusunda birleşti ve Troçki'nin yayınladığı "Pravda" adlı gazete bir anda partinin resmi yayın kuruluşu durumuna geldi. Troçki 1912 yılının Nisan ayına kadar bu gazeteyi çıkarmaya devam etti. 22 Nisan 'dan sonra St. Petersburg 'da Bolşevikler "Pravda" adlı gazeteyi çıkarmaya devam ettiler. Bu durumdan rahatsız olan Troçki, gezetenin baş editörü olan Menşevik lider Nikolay Chkheidze 'ye bir mektup yazarak, Bolşeviklere katıldığını bildirdi. Troçki, 1917 yılında Rusya'ya döndükten hemen sonra Petrograd Sovyeti Başkanlığı'na getirildi. Yapılacak devrimde ve daha sonra alt yapının hazırlanmasında ve yönetilmesinde büyük rol oynadı. Gregoryen takvime göre 24 Ekim 1917 ; Miladi takvime göre 7 Kasım 1917 'de gerçekleştirilen, Petrograd'daki Çarlığa ait kışlık saraya Vladimir Ilyich Lenin önderliğindeki Bolşeviklerin yaptığı baskın ile, Çarlık Rusya yıkıldı ve yerine Sovyet Rusya'nın kurulması için ilk adım atıldı. Devrim sonrasında Sovyetler Birliği'nin en önemli adamlarından biri ahaline gelen Troçki, önce Dışişleri daha sonra Savaş Bakanlığı'na getirildi. Savaş Bakanlığı yaptığı dönem Kızıl Ordu ile ilgili faaliyetlerde bulundu. Başkumandan sıfatıyla Kızıl Ordu'nun kurulmasını sağladı ve ihtilal sonrası meydana gelebilecek ayaklanmaları bastırmak ile görevlendirildi. Ancak kısa süre sonra parti ile fikir ayrılığına düşmesi sebebiyle partiden uzaklaştı. I. Dünya Savaşı 'ndan çekilmiş olan Rusya'nın Brest-Litovsk Antlaşması 'nı imzalaması konusunda Vladimir Ilyich Lenin ve Bolşevikler ile fikir ayrılığına düşen Troçki, anlaşmanın imzalanmasının Avrupalı Devletler'in emperyalist güçlerine karşı boyun eğmek anlamına geleceğini düşünüyordu. Almanya 'da da büyüyen bir proleterya olduğunu farkında olan Troçki, Rusya'da devrim ile getirdikleri rejimin, yayılarak Avrupa'da da büyüyebileceğini düşünmekteydi. Bu görüşünü, I. Dünya Savaşı gibi emperyalist bir savaştan çıkmış Avrupa Devletlerinin destekleyeceği düşüncesi desteklemekteydi. Ancak Lenin yönetimindeki Bolşevikler, Sosyalist rejimin Avrupa'ya yayılacağını düşünmedikleri gibi, Brest-Litovsk Antlaşması ile zaten yeni bir devrim geçirmiş ve iç karışıklıklar ile mücadelesi devam eden bir ülkenin bu karışık dönemden çıkabileceğini umuyorlardı. Antlaşmanın imzalanması için yapılan oylamada 7'ye 4 kaybeden Troçki, Brest-Litovsk Antlaşmasını imzalamak için görevlendirilse de bu görevini yerine getirmedi. Bunun üzerine Lenin ve Bolşevikler ile arası açıldı ve antlaşmayı imzalaması için yerine getirilen Kamenev tarafından imzalandı. Bu antlaşma ile 1878 yılında devrimden önce Rusya 'nın Osmanlı Devleti 'nden aldığı Kars, Ardahan ve Batum da tekrar Osmanlı Devleti 'ne bırakılmış oluyordu. Bunların yanında, Rusya'nın batısında büyük bir bölge elden çıkmış oluyordu. Troçki, bu bölgenin emperyalist güçlere karşı sosyalist düşüncenin yayılması için Avrupa ile bir tampon bölge olması gerektiğini düşünse de, antlaşmadan sonra bu amaç için önemli bir koz kaybetmiş oluyordu. Bu antlaşmanın imzalanmasından sonra Sovyetler Birliği'nde iç savaş dönemi başladı. 19 Ocak 1918 'de yapılan seçimlerde Bolşeviklerin partisi istediği sonuçları alamayınca, muhaliflerine karşı sert bir tutum içine girmişlerdi. Brest-Litovsk ile başlayan Bolşevik-Menşevik anlaşmazlığı kısa sürede bir iç savaşın çıkmasına sebep oldu. Bolşeviklerin silahlı gücü olan " Kızıl Ordu ", muhaliflerin yönetimindeki " Beyaz Ordu " ile mücadele içindeydi. Başka partiler ile birleşen devrimciler, Bolşevikleri indirme planı kurmaktaydı. Gücü elinde tutan Bolşevikler, hükümeti karşı devrimden korumak amacıyla " Çeka " adında gizli bir polis teşkilatı kurdu. 1920'li yılların sonuna gelirken " sol muhalefet " zayıfladı. Troçki'nin gücü de giderek azalmaya başladı. 1922 yılında iç çatışmalar yavaş yavaş son bulurken, 21 Ocak 1924 'te Lenin'nin ölümü ile partinin iktidarına Josef Stalin geçti. Bu tarihten sonra Stalin ile iktidar mücadelesi dönemi başladı. 1922 yılında Merkez Komite Genel Sekreterliği'ne getirilen Stalin, 1928 yılında Troçki'nin önderliğindeki muhalefete son vermek amacıyla yıpratma çabaları başladı. Önce Savaş Komitesi görevinden alınan Troçki, daha sonra Siyasi büro ve Komünist Enternasyonel Yürütme Kurulu Merkez Komitesi'nden alındı. İki yıl zarfında elinden tüm yetkileri alındı hatta 1927 'de Onbeşinci Komünist Parti Kongresi'nde parti üyeliğinden bile atıldı. Bundan sonra sürgün hayatı başladı. Bir süre Kazakistan 'nın Alma Ata bölgesinde yaşadı. 18 Ocak 1929 tarihinde, Sovyet Ceza Kanunu'nun 58/10 maddesinden, devrimcilik ve yasa dışı Sovyet Partisi kurmak suçlamalarıyla Sovyetler Birliği'nden sürüldü. Ülkeden sürülmesinden hemen sonra Türkiye 'ye sığındı ve 1929 - 1933 yılları arasında İstanbul 'da Büyükada'daki evinde çok sıkı güvenlik önlemleriyle birlikte torunu ve kızıyla birlikte yaşadı. Bu dönem sakin bir hayat sürdü ve düşüncelerini kaleme alma fırsatı buldu. 20 Şubat 1932 tarihinde, Josef Stalin tarafından Sovyet vatandaşlığından dahi çıkarıldı. Kendisi kızı Nina ile İstanbul 'da rahat bir hayat geçirse de, 1933 yılında Berlin 'de yaşayan diğer kızı Zina'nın şüpheli intiharı onu çok yıkmıştı. Kısa bir süre sonra oğlu Lev'de öldürüldü. 17 Temmuz 1933 'de Fransa 'ya geçti. Ancak iki sene geçmeden buradan da sınırdışı edildi. Geçtiği Norveç 'te de yine iki sene kalabildi. En son 9 Ocak 1937 'de Meksika 'ya sığındı ve Mexico City 'e yerleşti. Burada Dördüncü Enternasyonal 'in çalışmalarını başlattı. Sürgünde olması devrim için çalışmasına engel olmadı. 1938 yılının Eylül ayında Paris 'te biraraya gelen Avrupa, Amerika ve asya'dan gelen 30'a yakın delege, Sovyetler Birliği'nin komiterm Stalin tarafından ele geçirildiği için, proleter sınıfına liderlik yapamayacağına dair karar aldılar. Bu nedenle dünyada sosyalist devrimi devam ettirecek bir partinin kurulma ihtiyacı doğdu. Bu kongre ile bu görevi üstlenecek bir örgüt oluşturulacak ve geçiş programı hazırlanacaktı. Troçki'nin çabaları ve liderliği ile oluşturulan Dördüncü Enternasyonal, kapitalizme karşı olduğu gibi Stalin'e karşı da bir tutum içindeydi. Hatta Stalinist ve Troçkistler arasındaki düşmanlık o kadar büyümüştü ki, birbirlerini yok etmek için yürüttükleri çalışmalar başka ülkelere de sıçrıyordu. II. Dünya Savaşı ile Dördüncü Enternasyonal'de kopmalar başladı. Troçkist gruplar, özellikle Vietnam'daki kitle desteğini kaybettiler. Dördüncü Enternasyonal Uluslararası Sekreteryası, II. Dünya Savaşı sonrası siyasi durumu ve Doğu Avrupa'daki yeni sosyalist devletleri değerlendirmek amacıyla 1946 , 1948 ve 1951 yıllarında bir dizi uluslararası kongre topladı. Özellikle 1951 Kongresinde Doğu Avrupa ve SSCB'deki durumu " deforme olmuş sosyalizm ya da deforme olmuş işçi devleti " olarak tanımladılar. Stalin, Troçki'yi SSCB'deki rejim için büyük bir tehlike olarak görüyordu. 1940 yılında İspanyalı bir GPU ajanı olan Ramon Mercader , gazeteci kılığında röportaj yapma bahanesi ile Troçki ile görüşme ayarladı. Mercader tarafından çekiçle ağır yaralanan Troçki, aldığı yaranın etkisiyle 21 Ağustos 1940 'da vefat etti. Ölmeden önce bilincinin geri geldiği sırada söylediği " Burjuva basınına iyi malzeme olduk " ve " Dördüncü Enternasyonal'in zaferinden eminim " sözleri son söyledikleri oldu. Stalinistler bu suikastı hiçbir zaman üstlenmediler ve asılsız bir iddia olduğunu savundular. Troçki'ye göre Rusya gibi burjuva devriminin gerçekleşmediği ülkelerde, proleterya kendi devrimini yapmakla kalmayıp, burjuva devriminin gereklerini de yerine getirmek zorundaydı. İşçi toplumunun bir anda böyle büyük bir değişimi kaldıramayacağını düşündüğünden başarı sağlayacak olan sistemin " sürekli devrim " olduğunu söylüyordu. Tek başına kalmış bir sosyalist devleti, kapitalizm ile mücadelesinin yeterli olmayacağından, gelişmiş kapitalist ülkelerde sosyalizmin en kısa sürede yayılması gerektiğini savunmuştu. Ülke devriminden çok dünya devrimini savunan Troçki, SSCB'de kurulan Stalinist yapının yeterli olmayacağını düşünmekteydi. Kapitalist bir dünyada tek başıan yer almak imkansızdı. Stalin'i devrimi korumak adına sosyalizmi feda etmesinden ve batılı devletler ile işbirliği içinde olmasından suçlamaktaydı. Ancak Stali'nin de yaptığı kapitalist düzende sistemi korumaktan başka birşey değildi. Troçkizmin, Marksist düşüncenin sol kanadı olduğu kabul edilir. Troçkizme göre, SSCB'de demokratik hakların kısıtlandığı ve dünyaya sosyalizmin yayılması gerektiği esas düşüncelerdir. Troçki'nin ömrünün son yıllarında başlattığı Dördüncü Enternasyonal, sosyalizmin dünyaya yayılmasını ve bunu kapitalist sistemi sert bir şekilde değil de sindirerek yapabileceği görüşünde olsa da, II. Dünya Savaşı ile askeri ve siyasi sürecin emperyalizmden beslendiğinin anlaşılması ile bu fikir etkinliğini kaybetmiştir. Troçki'nin ölümünden sonra Sri Lanka ve Bolivya'da hala çok sayıda Troçkist bulunmakla beraber, gruplar arasında çatışmalar nedeniyle birlik sağlanamamaktadır. Ayrıca Brezilya ve Arjantin gibi ülkelerde kitle desteği oluşturulsa da azınlıkta kalmaktadır. 1905 Bireysel Terörizmin İflası Entelijensa ve Sosyalizm Marksistler Bireysel Terörizme Neden Karşıdırlar? Üçüncü Kongrenin Temel Dersi Komunist Enternasyonal'in Taktikleri Üzerine Dördüncü Dünya Kongresi Raporu Yoldaş McKay'e Mektup Paris Komunü Üzerine "Avrupa Birleşik Devletleri" Sloganı İçin Uygun Zaman mı? Doğu'da Perspektifler ve Görevler Ekim Dersleri Lenin'den Sonra Üçüncü Enternasyonal Tek Ülkede Sosyalizm? Katalan Milliyetçiliğinin İlerici Karakteri İspanyol Komunizmi Ve Katalan Federasyonu Katalonya'da Ulusal Sorun Rus Devrimini Savunurken Sürekli Devrim-Sonuçlar ve Olasılıklar Milliyetçilik ve Ekonomik Yaşam Uluslararası Komünist Birliğin Temel Teorik Görüşleri Üzerine Bir Tartışmaya Katkı Savaş ve Dördüncü Enternasyonal Amerika Komunist Olursa Merkezci Kombinasyonlar ve Marksist Taktikler Merkezci Simya mı, Marksizm mi? Güney Afrika Tezleri Üzerine Terörizm ve Sovyetler Birliği'ndeki Stalinist Rejim Komunist Manifesto'nun Doksanıncı Yıldönümü Lenin ve Emperyalist Savaş Grynszpan’dan Yana: Faşist Kıyım Çetelerine ve Stalinist Hainlere Karşı Zamanımızda Marksizm Bir Kez Daha "Marksizmin Krizi" Üzerine Kaynak:Biyografiler.com Leon Troçki yaşıyor mu? , Leon Troçki biyografi , Leon Troçki hayatı , Leon Troçki özgeçmişi , Leon Troçki hakkında , Leon Troçki doğum yeri , Leon Troçki fotoğraf , Leon Troçki video , Leon Troçki resim , Leon Troçki kimdir? , Leon Troçki kaç yaşında? , Leon Troçki nereli , Leon Troçki memleketi , Leon Troçki albümleri Tiyatro Oyuncusu , Sinema Oyuncusu , Yönetmen , Ses Sanatçısı

Musa Avsever

7 Kasım 1957

Musa Avsever, 7 Kasım 1957 tarihinde Türkiye'nin Konya ilinin Halkapınar ilçesine bağlı Nernek köyünde doğmuştur. Askeri kariyerine 1978 yılında Kara Harp Okulundan muhabere subayı olarak mezun olduktan sonra başlamıştır. 1990 yılında Kara Harp Akademisinden mezun olan Avsever, 1990-1992 yılları arasında 2'nci Piyade Tümen Komutanlığında şube müdürlüğü yapmış, ardından 1992-1996 yılları arasında 2'nci Ordu Karargâhında Lojistik Başkanlığı Plan Subaylığı görevini üstlenmiştir. 1996-1999 yılları arasında KHO öğrenci tabur komutanlığı ve harekât ile eğitim şube müdürlüğü görevlerinde bulunmuş, 1999-2001 yılları arasında Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığında harekât ve eğitim şube müdürlüğü yapmıştır. 2001-2003 yılları arasında 5'inci hudut alay komutanlığı görevini ifa etmiştir. 2003 Yaş Kararları ile tuğgeneralliğe terfi eden Avsever, 2003-2005 yılları arasında Kara Kuvvetleri İkmal ve Bakım Daire Başkanlığı, 2005-2007 yılları arasında ise Genelkurmay Muhabere ve Bilgi Sistemleri Destek Komutanlığı görevlerinde bulunmuştur. 2007 yılında tümgeneralliğe terfi eden Avsever, 2007-2009 yılları arasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı Muhabere Elektronik ve Bilgi Sistemler Başkanlığı, 2009-2011 yılları arasında Muhabere Elektronik ve Bilgi Sistemler Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı, 2011-2012 yılları arasında Ege Ordusu Komutanlığı Kurmay Başkanlığı görevlerini yürütmüştür. 2012 yılı Yaş Kararları ile korgeneralliğe terfi eden Avsever, 2012-2015 yılları arasında Genelkurmay Mebs Başkanlığı, 2015-2016 yılları arasında 2'nci Kolordu Komutanlığı görevinde bulunmuştur. 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası 28 Temmuz 2016 tarihinde yapılan Yüksek Askerî Şûra toplantısında orgeneralliğe terfi etmiş ve 1. Ordu Komutanlığına atanmıştır. 2016-2021 yılları arasında 1'inci Ordu Komutanlığı görevini yürütmüştür. 5 Ağustos 2021 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanı olarak atanmış, 30 Ağustos 2023 tarihinde yaş haddinden emekli edilmiştir. Evli olan Musa Avsever, Mesude Avsever ile hayatını birleştirmiştir ve iki çocuk babasıdır.

Vedat Özdemiroğlu

Komedyen

7 Kasım 1968

Vedat Özdemiroğlu, 7 Kasım 1968 tarihinde Ankara'da doğmuş olan Türk mizah yazarı, senarist ve komedyendir. Gırgır Dergisi, Fırt, Avni, Leman ve Uykusuz gibi Türk mizahının önemli dergilerinde yazarlık yapmış ve bu dergilerdeki çalışmalarıyla tanınmıştır. Özdemiroğlu, 2007 yılından bu yana tek kişilik komedi gösterileri düzenlemekte ve bu alanda önemli bir izleyici kitlesine ulaşmıştır. Oğuz Aral'ın kurduğu Gırgır Dergisi'nde yazmaya başlayan Özdemiroğlu, daha sonra Fırfır, Leman, Lmanyak, Ökü, Dinazor ve Fermurar gibi dergilerde de yer almıştır. Ayrıca, haftalık ve Yeni Harman dergilerinde de yazarlık yapmış, Cumhuriyet Gazetesi'nde de eserler vermiştir. Basın yayın sektörünün dışında Zaga adlı televizyon programında ve Korsan TV'de metin yazarı olarak görev almış, İnşaat adlı sinema filminin senaryosunu yazmıştır. Ünlü reklam ajanslarında da metin yazarlığı yapmış olan Özdemiroğlu, Uykusuz dergisindeki köşesinde yazmaya devam etmekte ve Kanaltürk kanalında Türkçe Sözlü Hafif Komik adlı programı sunmaktadır. 1 Nisan 2007 tarihinden itibaren sahne komedisi gösterileri düzenlemekte ve bu alanda başarılı bir kariyere sahiptir. Vedat Özdemiroğlu, Şirin Soysal ile evlidir ve 2 Mart 2015 tarihinde Lale Leyla adını verdikleri bir kızı olmuştur. Ancak, 29 Şubat 2024 tarihinde, ilk eşinden olan 26 yaşındaki oğlu Can Ilgaz beyin kanaması nedeniyle hayatını kaybetmiştir.

Denise Capezza

Oyuncu

7 Kasım 1989

Denise Capezza, 7 Kasım 1989 tarihinde Napoli, İtalya'da doğmuştur. Küçük yaşlardan itibaren sanata ve özellikle oyunculuğa olan ilgisi, aldığı klasik ve çağdaş dans eğitimi ile şekillenmiştir. Eğitimine Napoli'deki Teatro Elicantropo'da oyunculuk eğitimi alarak devam eden Capezza, kariyerine burada adım atmıştır. İtalya'da aldığı eğitimlerin ardından, yurtdışında da çeşitli eğitimler alarak kendini geliştirmiştir. 2012 yılında Türkiye'de büyük bir çıkış yakalayarak, Türk televizyon dizisi 'Uçurum'da Felicia Matei karakterini canlandırmıştır. Bu rol, ona Türkçe öğrenme ve farklı bir kültüre adapte olma fırsatı sunmuştur. Türkiye'de 'İnadına Yaşamak' ve 'Düşler ve Umutlar' gibi projelerde de yer alarak oyunculuğunu pekiştirmiştir. Türkiye'deki deneyimlerinin ardından, 2015 yılında İtalya'ya dönen Capezza, popüler İtalyan dizisi 'Gomorra'nın ikinci sezonunda Marinella karakterini canlandırarak uluslararası tanınırlık kazanmıştır. 2019 yılında Netflix yapımı 'Baby' dizisinde Natalia karakterini canlandırmış ve bu rolüyle geniş bir izleyici kitlesine ulaşmıştır. 2022 yılında, ünlü yönetmen David Cronenberg'in yönettiği 'Crimes of the Future' filminde yer almış ve Cannes Film Festivali'nde büyük bir başarı elde etmiştir. Ayrıca 'Bang Bang Baby' ve 'Vincenzo Malinconico, Avvocato d’insuccesso' gibi yapımlarda da önemli roller üstlenmiştir. 2023 ve 2024 yıllarında uluslararası projelere ağırlık vererek kariyerine devam eden Capezza, Sky Original yapımı 'Unwanted' ve Disney+'ın 'Uonderbois' dizilerinde yer almıştır. Netflix’in 'Inganno' dizisinde başrol oynamış ve Paramount+ için hazırlanan 'The Place of Life' dizisinde de rol almıştır. Denise Capezza, sadece yeteneğiyle değil, aynı zamanda farklı kültürlere uyum sağlama kabiliyeti ve çok yönlülüğü ile de dikkat çekmektedir. Hem İtalyan hem de uluslararası arenada başarılı kariyerini sürdürmektedir.

Mahinur Özdemir Göktaş

Politikacı

7 Kasım 1982

Mahinur Özdemir Göktaş, 7 Kasım 1982 tarihinde Brüksel’de doğmuştur. Eğitim hayatına Université Libre de Bruxelles Ekonomi, Siyasal ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nde lisans ve yüksek lisans yaparak başlamıştır. Siyasi kariyerine 2005 yılında CDH Partisi Schaerbeek Teşkilatı Başkan Yardımcısı olarak adım atmıştır. 2006 yılında Brüksel Schaerbeek Belediyesi Meclis Üyeliği’ne seçilmiştir. 2009 yılında, Avrupa'nın ilk başörtülü milletvekili olarak Brüksel Parlamentosu’na girmiştir. Bu görevde, Brüksel Parlamentosu Sosyal Hizmetler Komisyonu Başkanvekilliği ve Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanvekilliği gibi önemli pozisyonlarda bulunmuştur. Siyasi kariyeri boyunca kadın istihdamı, kadın girişimciliği, kadına karşı şiddet, aile içi şiddet ve fırsat eşitliği gibi konularda aktif çalışmalar yürütmüştür. Ayrıca, ayrımcılık ve İslamofobi ile mücadelede de önemli bir rol oynamıştır. 2015 yılında Ermeni soykırımı iddialarını tanımadığı gerekçesiyle partisinden ihraç edilmiştir ve bağımsız milletvekili olarak görevine devam etmiştir. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye Demokrasi Platformu’nun ilk inceleme seyahatini gerçekleştirmiştir. 2019 yılında, Belçika’nın en etkili 100 kadınından biri olarak gösterilmiş ve Kral Leopold Devlet nişanına layık görülmüştür. 2020 yılında Türkiye’nin Kuzey Afrika’daki ilk kadın büyükelçisi olarak Cezayir Büyükelçisi olarak atanmıştır. 4 Haziran 2023’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı olarak atanmıştır. Mahinur Özdemir Göktaş, evli ve iki çocuk annesidir.

İlker Yasin

Sunucu

7 Kasım 1951

İlker Yasin, 7 Kasım 1951 tarihinde, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle dolu İstanbul'da dünyaya gözlerini açmıştır. Küçük yaşlardan itibaren spora duyduğu tutku, onu gazetecilik yoluna yönlendirmiştir. 1975 yılı, onun meslek hayatında bir dönüm noktası olmuş; 'Son Havadis' Gazetesi'nde spor muhabiri olarak kariyerinin ilk adımlarını atmıştır. Ertesi yıl, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nun (TRT) spor servisine katılarak, 1977’den itibaren tam 15 yıl boyunca spor spikeri olarak ekranlarda izleyiciyle buluşmuştur. Bu süre zarfında Türkiye Spor Yazarları Derneği’ne üye olmuş ve 1984 yılında, Türk futboluna dair bilgileri bir araya getirdiği 'Futbol Almanak' kitabını yayımlayarak edebiyat dünyasına da adım atmıştır. İlker Yasin, uluslararası arenada pek çok spor müsabakasını sunarak geniş bir hayran kitlesine ulaşmayı başarmıştır. 1991 yılında Show TV ve CINE 5'in kuruluşlarında spor programları hazırlayıcısı ve spiker olarak görev almış; 1996'dan itibaren Kanal D’de Spor Genel Müdür Yardımcılığı pozisyonunda bulunmuştur. Medya kariyerinin zirve noktalarından biri ise 2014 yılında Doğan TV Spor Genel Yayın Yönetmenliği görevinden ayrılması olmuştur. Bunun yanı sıra Hürriyet gazetesinde spor konusundaki kalemiyle okuyucularına hitap etmiştir. İş yaşamındaki başarılarıyla tanınan İlker Yasin, 1980 yılında Yasemin Hanım ile evlilik yolunda adım atmış, ancak 2015 yılında yollarını ayırma kararı almışlardır. Kariyeri boyunca elde ettiği başarılarla Türk spor medyasının önemli simalarından biri haline gelmiştir. İlker Yasin, sadece bir spor yorumcusu değil, aynı zamanda sporun ruhunu ve heyecanını izleyicilere aktaran bir anlatıcı olmuştur. Her zaman yenilikçi ve dinamik bir bakış açısıyla spor dünyasına katkıda bulunmuş, Türk spor medyasının gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. Onun izleri, sadece ekranlarda değil, aynı zamanda yazdığı eserlerde ve kaleme aldığı makalelerde de derin bir şekilde hissedilmektedir.

Marie Curie

7 Kasım 1867

Marie Curie, asıl adı Manya Skłodowska olan, 7 Kasım 1867'de Varşova, Polonya'da doğmuş bir fizikçi ve kimyagerdir. Radyoloji biliminin kurucusu ve radyoaktivitenin öncülerinden biri olarak tanınmaktadır. 1903 yılında Nobel Fizik Ödülü'nü, 1911 yılında ise Nobel Kimya Ödülü'nü kazanarak tarihte iki Nobel Ödülü'ne sahip ilk kişi olmuştur. Eğitim hayatına zorluklar içinde başlayan Curie, fizik alanında sınıf birincisi olarak mezun olmuştur. 1895 yılında Pierre Curie ile evlenmiş ve bu tarihten itibaren Marie Curie adını almıştır. Eşiyle birlikte radyoaktivite üzerine önemli çalışmalar yapmış, polonyum ve radyum elementlerini keşfetmiştir. 1903 yılında Nobel Fizik Ödülü'nü kazanarak tarihte Nobel Ödülü alan ilk kadın olmuştur. Pierre Curie'nin 1906 yılında vefatından sonra, Marie Curie, Sorbonne Üniversitesi'nde profesör olarak atanmış ve bilimsel kariyerine devam etmiştir. 1911 yılında Nobel Kimya Ödülü'nü kazanmış, bu ödülünü Pierre Curie'ye ithaf etmiştir. I. Dünya Savaşı sırasında, radyoloji ekipmanlarının kullanımını öğretmek üzere çalışmalara katılmıştır. 1921 yılında Amerika Birleşik Devletleri'ne yaptığı ziyarette, Başkan Hoover'dan aldığı ödülle Varşova'daki laboratuvarına radyum almıştır. 4 Temmuz 1934'te Fransa'nın Savoy kentinde lösemiden vefat etmiştir. Marie Curie, bilim için hayatını feda eden bir kadın olarak anılmaktadır ve adı, radyoaktivite birimine verilmiştir.

Albert Camus

Yazar

7 Kasım 1913

Albert Camus, 7 Kasım 1913 tarihinde Cezayir topraklarında dünyaya gözlerini açtı. Fransız kökenli bir anne ve İspanyol bir babanın çocuğu olan Camus, çocukluk döneminde büyük zorluklarla yüzleşmek zorunda kaldı; zira babası I. Dünya Savaşı'nda hayatını kaybetmişti. Bu trajik kayıp, genç Albert’in yaşamında derin izler bıraktı. Eğitim hayatına Cezayir Üniversitesi'nde devam eden Camus, burada futbol takımının kalecisi olarak dikkat çekti; fakat verem hastalığı, bu spor kariyerine beklenmedik bir son verdi. 1936 yılında felsefe bölümünden mezun olarak akademik hayatına yön verdi. Kişisel yaşantısında da fırtınalı dönemler geçiren Camus, 1934 yılında Simone Hie ile dünya evine girdi. Ancak bu evlilik, karısının bağımlılığı ve sadakatsizliği nedeniyle pek uzun sürmedi. Aynı yıl, siyasi düşünceleri doğrultusunda Fransız Komünist Partisi’ne katıldı; ancak bu birliktelik de uzun ömürlü olmadı ve 1937'de partiden ayrıldı. 1940 yılında hayatına yeni bir yön vermek üzere Francine Faure ile evlendi ve bu evlilikten ikiz çocukları oldu. II. Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle birlikte, Camus, Fransız Direniş hareketine katılarak cesur bir duruş sergiledi. Bu dönemde 'Combat' adını verdiği bir gazete yayınlamaya başladı ve fikirlerini geniş bir kitleye ulaştırma çabası içinde bulundu. 1941 yılında kaleme aldığı 'Yabancı' ve 'Sisifos Söyleni' gibi eserleri, edebiyat dünyasında önemli bir etki yarattı. 1957 yılında, büyük bir prestij olan Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanarak yazarlık kariyerinde önemli bir başarıya imza attı. Camus, varoluşçuluk ve absürdizm akımları üzerine derinlemesine düşünceler geliştiren bir yazar olarak bilinir. 4 Ocak 1960 tarihinde bir trafik kazasında hayatını kaybeden Camus, ardında 'Mutlu Ölüm' ve 'İlk İnsan' gibi önemli eserler bıraktı. Ölümünden sonra yayımlanan bu eserler, onun derin felsefi görüşlerini ve edebi dehasını gözler önüne serdi. Albert Camus, absürdizm akımının en güçlü temsilcilerinden biri olarak edebiyat tarihindeki yerini almıştır.

Paul Dwyer

Müzisyen

7 Kasım 1963

Paul Dwyer, 7 Kasım 1963 tarihinde İngiltere'nin Liverpool kentinde doğmuştur. Kelt asıllı İskoç bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Dwyer, müzik kariyerine 12 yaşında babasının hediye ettiği gitarla başlamıştır. Eğitim hayatında müzikoloji üzerine yoğunlaşarak, İngiltere'nin Manchester şehrindeki Royal Northern College of Music'te klasik gitar eğitimi almıştır. Üniversite yıllarında sokak müzisyenliği yaparak harçlığını kazanmış ve okul arkadaşı Andy Clayburn ile birlikte 'Endipol' adında bir grup kurmuştur. 1988 yılında Türkiye'ye gelerek İstanbul Hilton Hotel'de müzik yapmaya başlamış ve burada Çiğdem Kalburcu ile tanışarak evlenmiştir. 1991 yılında evlendiği Çiğdem hanımdan Selina Dwyer (1998 doğumlu) ve Eren Joseph Dwyer (2006 doğumlu) adında iki çocuğu olmuştur. Paul Dwyer, 2005 yılında Türk vatandaşlığına geçerek Cenk Kalburcu adını almıştır. Türk kültürüne olan ilgisi ve Türkçe'yi iyi derecede bilmesi ile dikkat çekmektedir. Müzik kariyerinde, 1991-1993 yılları arasında Avrupa'da büyük ses getiren şarkılar bestelemiş ve birçok ünlü sanatçı ile çalışmıştır. Habertürk TV'de sunduğu 'Müzik ve Yol' programı ile geniş kitlelere ulaşmış, Anadolu'nun 75 ilini gezerek Türk müziği üzerine belgesel filmler üretmiştir. 2000 yılında Selina Music Productions'ı kurarak YouTube üzerinden müzik projeleri gerçekleştirmekte ve oyunculuk ile seslendirme çalışmaları yapmaktadır. 2020 yılında 'Ya İstiklal Ya Ölüm' adlı mini dizide Sir John de Robeck karakterini canlandırmıştır. Paul Dwyer, müzik kariyerinin yanı sıra Türk kültürüne olan katkıları ile de tanınmaktadır.

8 Kasım Doğum Günleri

Alica Schmidt

Sporcu

8 Kasım 1998

Alica Schmidt, 8 Kasım 1998 tarihinde Worms, Almanya'da doğmuştur. Tam adı Alica Megan Schmidt olan genç atlet, başarılı bir spor kariyerinin yanı sıra güzelliği ile de dikkat çekmektedir. Alica, birçok dergi ve platform tarafından 'Dünyanın En Güzel Atleti' olarak seçilmiştir. Atletizm kariyerine Almanya Milli Takımı'nda devam eden Alica, 2017 yılında 20 Yaş Altı Avrupa Şampiyonası'nda 4x400 metre bayrak yarışında gümüş madalya kazanmıştır. 2019 yılında ise U23 Avrupa Şampiyonası'nda aynı dalda bronz madalya elde etmiştir. Alica, 2021 yılında part-time olarak Borussia Dortmund futbol takımının fitness antrenörü kadrosuna dahil olmuştur. Sporun kendisi için her zaman ön planda olduğunu belirten Alica, güzellik unvanlarının kendisi için bir anlam taşımadığını ifade etmiştir. 2020 Tokyo Olimpiyatları'na katılmayı planlayan Alica, geçirdiği sakatlık nedeniyle bu fırsatı kaçırmış, ancak sakatlığını atlattıktan sonra tekrar antrenman yapmaya başlamıştır. Sosyal medya platformlarında da oldukça popüler olan Alica'nın Instagram hesabında 2,4 milyon takipçisi bulunmaktadır. Alica Schmidt, 175 cm boyunda, 57 kg ağırlığında ve Akrep burcudur. Göz rengi mavi, saç rengi sarıdır. Alica'nın özel hayatında, 2017 yılından beri Fredi Richter adında bir vücut geliştirme sporcusu ile ilişkisi bulunmaktadır. Spor kariyerine odaklanan Alica, güzellik ve şöhretin kendisi için bir araç olmadığını vurgulamaktadır.

Nazlı Tolga

Spiker

8 Kasım 1979

Nazlı Tolga, 8 Kasım 1979 tarihinde Türkiye'nin başkenti Ankara'da dünyaya gözlerini açmıştır. Ailesi, Malatya ve Samsun köklerine sahip, bu da onun kültürel zenginliğine katkıda bulunmuştur. Henüz 7 yaşındayken babasının iş nedeniyle İstanbul'a taşınması, onun eğitim serüveninin bu dinamik şehirde devam etmesine olanak sağlamıştır. İlkokul eğitimine Erenköy İlköğretim Okulu'nda başlayan Nazlı, ardından Üsküdar Amerikan Lisesi'nde gençliğini geçirmiştir. Lisans öğrenimi için Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'ni seçen Tolga, burada aldığı eğitimle iletişim alanında sağlam bir temel oluşturmuştur. Daha sonra Galatasaray Üniversitesi'nde yüksek lisans yaparak akademik kariyerini güçlendirmiştir. Üniversite yıllarında, medya dünyasına adım atma isteğiyle dolup taşan Nazlı, 1998 yılında Kanal D'de staj başvurusunda bulunmuş ve bu, onun habercilik kariyerinin başlangıcı olmuştur. İlk olarak Dış Haberler servisine katılan Tolga, burada deneyim kazanarak Tuncay Özkan yönetiminde gün arası ve gece haberlerini sunma fırsatı bulmuştur. 2002 yılında Show TV'ye geçiş yaparak, dikkat çeken programlar hazırlayıp sunmaya başlamıştır. 2007 yılında Fox TV'ye geçerek ana haber bültenlerini sunmaya başlaması, onun kariyerinde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu süreçte, Türk televizyon tarihinde iz bırakan bir figür haline gelmiştir. 2013 yılında evlenerek yurtdışına yerleşmeyi planlayan Nazlı, ana haber spikerliğine veda etmiştir. Ancak bu, onun medya dünyasındaki etkisini sona erdirmemiştir. Nazlı Tolga, dünya genelinde çeşitli panellerde ve konferanslarda konuşmacı olarak yer almış, ayrıca özel bir medya eğitim merkezinde spiker adaylarına dersler vererek bilgi ve tecrübelerini yeni nesillere aktarmıştır. Evliliği sonrası ailesiyle birlikte Brezilya, Çin, Fransa ve Londra gibi farklı ülkelerde yaşamış, bu süreçte kültürel deneyimlerini zenginleştirmiştir. İki çocuk annesi olan Tolga, şu an Hollanda'da yaşamaktadır. Türk televizyon tarihine adını altın harflerle yazdıran bu önemli habercinin, kariyeri boyunca edindiği deneyimler ve başarıları, onu sektörün önde gelen isimlerinden biri haline getirmiştir.

Yılmaz Büyükerşen

Akademisyen

8 Kasım 1937

Yılmaz Büyükerşen, 8 Kasım 1937 tarihinde Eskişehir'de doğmuştur. Eğitim hayatına Eskişehir'de başlamış, ilk ve ortaokulu tamamladıktan sonra Eskişehir Atatürk Lisesi'nden mezun olmuştur. 1962 yılında Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nden mezun olduktan sonra, 1966 yılında doktorasını tamamlayarak akademik kariyerine adım atmıştır. 1968 yılında doçent unvanını almış ve aynı yıl akademi Başkan Yardımcılığına getirilmiştir. 1973 yılında profesör unvanını kazanmış ve 1976 yılında Eskişehir İktisadi ve İdari İlimler Akademisi Başkanlığına seçilmiştir. 1982 yılında Anadolu Üniversitesi rektörlüğüne atanmış, 1987 yılında bu göreve tekrar getirilmiştir. 1993 yılı sonunda rektörlükten ayrıldıktan sonra Anadolu Üniversitesi Uzaktan Öğretim Anabilim Dalı Başkanlığı ve İletişim Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü görevlerini üstlenmiştir. 1960 yılında gazetecilik kariyerine başlamış, çeşitli gazetelerde muhabirlik, yazarlık ve karikatüristlik yapmıştır. 1999 yılında DSP listesinden Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Büyükerşen, 2004 ve 2009 yıllarında da aynı göreve seçilmiştir. 2011 yılında CHP'ye katılmış ve 2014 yerel seçimlerinde dördüncü kez Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçilmiştir. Büyükerşen, Eskişehir'de birçok kültürel projeye imza atmış, Türkiye'nin ilk Sinema ve Televizyon Okulu'nun kuruluşunu gerçekleştirmiştir. Ayrıca, heykel sanatıyla da ilgilenmekte ve birçok önemli esere imza atmıştır. Yılmaz Büyükerşen, Seyhan Büyükerşen ile evli olup iki kız çocuğu babasıdır.

Kazuo Ishiguro

Yazar

8 Kasım 1954

Kazuo Ishiguro, 8 Kasım 1954 tarihinde Japonya'nın Nagasaki şehrinde doğmuştur. Eğitimini, babasının Ulusal Oşinografi Enstitüsü’nde çalışmaya başlaması üzerine beş yaşındayken ailesiyle birlikte geldiği İngiltere'nin Londra şehrinde tamamladı. Guildford, Surrey'de büyüyen Ishiguro, Kent Üniversitesi'nde İngilizce ve felsefe eğitimi aldı ve 1978 yılında mezun oldu. Mezuniyetinin ardından University of East Anglia'da yaratıcı yazarlık yüksek lisansı yaptı. Yazarlık kariyerine Londra'da sosyal hizmetler görevlisi olarak çalıştıktan sonra başladı. 1981 yılında üç kısa hikâyesi yayımlandı ve o tarihten itibaren sadece yazarlık yapmaya yöneldi. 1983 yılında Granta dergisi tarafından en iyi genç İngiliz yazarları arasında gösterildi. 1994 yılında Cannes Film Festivali'nde jüri üyeliği yaptı. Kazuo Ishiguro'nun en bilinen romanı 1989 yılında yayımlanan 'The Remains of the Day' adlı eseridir. Bu kitap, sinemaya da uyarlandı ve başkarakteri Anthony Hopkins tarafından canlandırıldı. 2005 yılında 'The Saddest Music in the World' adlı ilk uzun metraj sinema filmi senaryosunu tamamladı. Ishiguro'nun 'Beni Asla Bırakma' adlı romanı, Time dergisi tarafından İngilizce yazılmış en iyi 100 roman listesinde yer aldı. 2015 yılında yayımlanan 'Gömülü Dev' adlı romanı ise yılın en büyük edebiyat olaylarından biri olarak kabul edildi. 2005 yılında yazdığı 'Beni Asla Bırakma' romanı, 2010 yılında aynı adla sinemaya aktarıldı. Kazuo Ishiguro, 5 Ekim 2017 tarihinde İsveç Nobel Akademisi tarafından Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü. Şu ana kadar 8 roman yazmış olan Ishiguro, 1986 yılında Lorna Anne MacDougall ile evlenmiş ve eşi ile kızı Naomi Ishiguro ile birlikte Londra’da yaşamaktadır. Kazuo Ishiguro, romanlarını genellikle birinci tekil şahısla yazmakta ve eserlerinde kahramanlarının başarısızlıklarına sıkça yer vermektedir. Yazdığı eserler genellikle net bir çözümlemeyle bitmemekte, karakterlerinin yüzleştiği meseleler geçmişte kalmakta ve çoğunlukla çözüme ulaşmamaktadır.

Adnan Tanrıverdi

8 Kasım 1944

Adnan Tanrıverdi, 8 Kasım 1944 tarihinde Konya'nın Akşehir ilçesine bağlı Doğrugöz (Eski adı Eğrigöz) köyünde doğmuştur. Askeri kariyerine 1964 yılında Kara Harp Okulu'na girmesiyle başlamış, 30 Ağustos 1966 tarihinde Topçu Subayı olarak mezun olmuştur. 1978 yılında Kurmay Subay statüsünü kazanmış ve 1992 yılında Tuğgeneral rütbesine terfi etmiştir. Askerlik kariyerinin ardından, 1997-1998 yıllarında Üsküdar FM Radyosunun Genel Koordinatörlüğü görevini yürütmüş, 2004 yılında İhlâs Marmara Evleri Camii Yaptırma ve Yardım Derneği Yönetim Kurulu'nda yer almıştır. 2004-2009 yılları arasında Adaleti Savunanlar Derneği'nin (ASDER) Genel Başkanlığı görevini üstlenmiş, 2011-2021 yılları arasında Üsküdar Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyeliği yapmıştır. 2012 yılında Müslüman ülke silahlı kuvvetlerinin organizasyonu ve stratejik kullanımına danışmanlık yapmak üzere SADAT Uluslararası Savunma Danışmanlık Şirketi'ni kurmuştur. 2013 yılında ASSAM - Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi'ni ve YUSDER - Yunus Uluslararası Doğa Sporları Derneği'ni kurmuştur. 2016 yılında Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığına atanmış, 2020 yılında bu görevinden istifa etmiştir. Adnan Tanrıverdi, Fransızca bilmektedir ve 1967 yılında Füsun Hanım ile evlenmiştir. Bu evliliğinden iki çocuğu bulunmaktadır. 4 Ağustos 2024 tarihinde İstanbul'da 80 yaşında vefat etmiştir.

7 Kasım Doğumlu Ünlüler Hakkında

7 Kasım tarihinde doğan 22 ünlünün biyografileri, aile bilgileri, boy-kilo ölçüleri ve daha fazlası. 4 oyuncu, 1 şarkıcı ve diğer ünlülerin doğum günü 7 Kasım. Tüm detayları Negiyer.com'da bulabilirsiniz.

7 Kasım tarihi Akrep burcuna denk gelmektedir. Akrep burcu insanları genellikle Tutkulu, Kararlı, Sezgisel, Derinlikli, Güçlü özellikleriyle bilinirler.

Yarın (8 Kasım) doğum günü olan 25 ünlü.

Sık Sorulan Sorular

7 Kasım tarihinde toplam 22 ünlü doğmuştur. Bunların 4 tanesi oyuncu, 1 tanesi şarkıcıdır.

Leon Troçki, Musa Avsever, Vedat Özdemiroğlu, Denise Capezza, Hüseyin Cahit Yalçın gibi isimler 7 Kasım doğumludur.

7 Kasım tarihi ♏ Akrep burcuna denk gelmektedir. Akrep burcu insanları genellikle Tutkulu, Kararlı, Sezgisel, Derinlikli, Güçlü özellikleriyle bilinirler.

Kasım ayında doğan kişiler genellikle Tutkulu, Kararlı, Sezgisel, Derinlikli, Güçlü özellikleriyle bilinirler. Bu ay doğumlu ünlüler arasında Hadise, Nur Fettahoğlu, Keremcem gibi isimler yer alır.

Kasım ayında doğan en ünlü kişiler arasında Hadise, Nur Fettahoğlu, Keremcem, Zerrin Tekindor, Aras Bulut İynemli gibi isimler yer almaktadır.

Kasım ayında kutlanan özel günler arasında 10 Kasım Atatürkü Anma Günü, Dünya Diyabet Günü, Dünya Çocuk Hakları Günü bulunmaktadır.

7 Kasım doğumlu ünlülerin yaşları, doğdukları yıla göre değişmektedir. Detaylı bilgilere her ünlünün kendi sayfasından ulaşabilirsiniz.

7 Kasım doğumlu ünlülerin biyografileri, doğum yerleri, aile bilgileri, kariyerleri, fiziksel özellikleri, başarıları ve sosyal medya hesapları hakkında detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz. Her ünlü için özel olarak hazırlanmış fotoğraf galerileri ve hayat hikayeleri bulunmaktadır.

Kasım ayında kutlanan önemli günler arasında 10 Kasım Atatürkü Anma Günü, Dünya Diyabet Günü, Dünya Çocuk Hakları Günü bulunmaktadır. Bu özel günler ve o gün doğan ünlüler hakkında detaylı bilgi için ilgili bölümleri inceleyebilirsiniz.